“Müzik dehası” dendiğinde aklınıza ilk kim geliyor? Mozart, Beethoven ya da Bach, değil mi? Peki ya Neşet Ertaş desem? Ya da Âşık Veysel? Kimse bunun farkında olmasa da Neşet Ertaş, muazzam bir modern zaman dâhisidir. Neşet Ertaş’ın eserleri ve yaşantısı ile verdiği mesaj, ciltler dolusu yazılmış felsefi ansiklopedilerden daha yalın, daha ezeli ve ebedidir. Neşet Ertaş bir semboldür. Bir başarı modelidir. Bu toprakların yetiştirdiği gerçek bir dâhidir. Mozart, “Ne üstün zekâ ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi… Işte bu dehanın ta kendisidir,” der. Neşet, “Bildiğim bir şey varsa kim olursa olsun, ister ozan, ister şair, her âşık, her bilim adamı ne söylerse söylesin yâre dayanır,” der. Bilimsel bir konuda deha ve yaratıcılık daha kolay kabul edilebilir bir şeydir. Fakat sanatsal bir çalışmada “neye göre dehadır, kime göre dehadır?” sorusu ortaya çıkar. Bach dinlerken buharın kapattığı bir cama bakıyormuş hissi yaşayan biri, Neşet Ertaş’ın sazının tınısını duyduğu anda gözleri doluyorsa hangi evrensel dehadan bahsedebiliriz ki?
Kullanacağınız kredi kartının ticari veya bireysel olması durumuna göre taksit seçenekleri değişebilir. Taksit seçenekleri liste fiyatı üzerinden görüntülenmektedir. İndirimli fiyatlara göre taksit seçeneklerini ödeme sayfasından görüntüleyebilirsiniz.