Kara Büyülü Uyku

Çarmiha gerilmisti. Bütün bedeni, baldirlari ve erkeklik organinin üzeri hariç, çiplakti, her tarafi amansiz ve onulmaz hastalik belirtisi yaralarla doluydu. Yaralarin bazilari volkan kraterlerini andiriyordu. Siyah-kizil saçlari geçirdigi zorlu günlerden olacak kirli ve yapis yapis yapisti. Bu kirlilige, kulaginin arkasindan akmis, ki derince bir yaradan geliyordu, donuk kanin kirmizisi karismaktaydi. Kan donuk oldugu kadar sessizdi de. Iri mihlarla çarmiha çakilmis avuçlarinin parmaklari birbirinden ayri, gökyüzünün karanligina dogru bakmaktaydilar. Basi sag kolunun üzerine devrilmis, gögüs kafesi bedeninin agirligindan ötürü kaburgalarinin tümünü ortaya çikartmis, karni içeriye dogru çekilmisti. Iri, genis tarakli ayaklari ana rahminde ve uykularinda nasil üst üstüyse çarmihta da öyleydi. Simdi tek farklilik, soguk, iri mihin yarattigi deliklerin bulundugu yerlerin ceviz büyüklügünde sismis görünümleriydi. Bedeni sogumasina ragmen deliklerin bulundugu yerler arada bir titremekteydi. Istanbul’u fethetme hirsiyla yanip tutusan Sultan Mehmet... Bizans entrikalarina kurban giden ve intikamini Osmanlilara Istanbul’un surlarini delecek güçte toplar dökerek almak isteyen Macar dökümcü Verbain... Sultan’in gözüne girmek ve askina, Narkisos’a ulasabilmek için ustasi Verbain’i dikkatle takip eden Yannis... Baktin’in ’karnaval’ betimlemesine birebir uyan bir anlatidir “Kara Büyülü Uyku“. Pek çok söylemi ustalikla bir araya getiren bir ilk roman. “Can Yayinlari Ilk Roman Ödülü“nü ilk verildigi yil kazanan “Kara Büyülü Uyku“ kahramanlarinin söylemlerini onlar karsisinda objektif kalarak çarpistirabilen ender anlatilardan biri. Ve tabii ki yine ’öteki’nin izinde... (Arka Kapak)