Anılarımda Mirella

Karanligin en yogunlastigi noktada baslar aydinlik... Ikinci Dünya Savasi’nin bittigi günlerde, Norveç’te mavi elbiseli, kirmizi saçli, küçük bir kiz, bir nazi subayi tarafindan öldürülür. Almanlar geri çekilirken, savasin sona erisini oyun oynar gibi kutlayan çocuklardan biridir o. Arkadasinin öldürülüsüne tanik olan Fredrik bu olayi ömrü boyunca unutamaz. Savastan sonra annesi, babasi ve iki kardesiyle birlikte halasinin dans ögretmenligi yaptigi Italya’ya, Firenze’ye göç ederek, savasin ya da barisin evsiz biraktigi ailelerin yasadigi bir pansiyona yerlesirler. Fredrik, satoya benzettigi Zingoni Pansiyonu’nun tavan arasinda her odada neler oldugunu bilen, neler konusuldugunu duyan, bir orga benzeyen gizli “beyni“ kesfeder. Insanlarin ve yapilarin yikintiya döndügü bir dünyada ergenlige adim atan, yeni bir ülkeye ve yeni bir isme kavusan, Fredrik’ten Federico’ya geçerken, en gizli sirlarini en büyük sevinçlerini, korkularini ve hayallerini paylasacagi ergenlik aski Mirella’yla tanisan Federico’nun öyküsü... Ünlü Norveçli yazar Eugene Schoulgin’in güçlü kaleminden, savasa ve sonrasina dair unutulmaz bir üçleme. Ilk kitap Anilarimda Mirella... (Tanitim Yazisi’ndan)